AMED - Amed Kent Koruma ve Dayanışma Platformu Dönem Eşsözcüsü Mahsum Çiya Korkmaz, iktidardan, Kürt sorununun çözümüne dair adım atmasını ve askeri operasyonları sonlandırmasını istedi.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın "Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı" ile PKK'nin fesih ve silahsızlanma kararına karşı iktidarın henüz adım atmış değil. Silahsızlanma kararına rağmen Türkiye'nin Federe Kürdistan Bölgesi'ndeki saldırıları devam ediyor. Başlayan süreçle Kürt sorununun çözümüne dair öneri ve görüşmelerini sunmak amacıyla Amed Kent Koruma ve Dayanışma Platformu heyeti, Ankara'ya giderek Meclis'te bulunan siyasi partilerin temsilcileriyle görüştü. Platform Dönem Sözcüsü Mahsum Çiya Korkmaz, Kürt meselesinde çözümün konuşulduğu günden bugüne sürecin tek tarafın adımlarıyla sürdüğünü söyledi.
Devletin pragmatist bir yaklaşım ile hareket ettiğini kaydeden Korkmaz, PKK'nin fesih açıklamasından sonra Federe Kürdistan Bölgesi'ne dönük operasyonların sonlandırılmadığını, İmralı'da tecridin tam anlamıyla kaldırılmadığını belirtti. Meclis'te komisyon kurulmasına dair çağrıları da hatırlatan Korkmaz, "Birincisi operasyonların kesinlikle durması gerekiyor. İkincisi TBMM'de bu soruna dair ivedilikle bir komisyon oluşturulması ve komisyonun çalışmalara başlaması gerekiyor. Onun dışında başta Sayın Abdullah Öcalan olmak üzere diğer siyasi tutsakların tümüne yönelik mevcut şartlarının iyileştirilmesi gerekiyor. Bir affın çıkması gerekiyor. Yoksa aksi halde tek taraflı süreç tıkanmaya sebep olur, olası provokasyonlara çok daha fazla zemin verir. Bütün bunların önüne geçmek için Türkiye Cumhuriyeti'nin bir an önce bu sürece cevap olması gerekiyor" ifadelerini kullandı.
AMED BARO BAŞKANI:SÜRECİ ZEHİRLEYEN OPERASYONLAR
Platformda yer alan Amed Baro Başkanı Abdulkadir Güleç, sürecin bir mesafe aldığını ama ağırdan gittiğini söyledi. 10'uncu Yargı Paketi noktasında beklentilerin olduğunu söyleyen Güleç, "Maalesef bu yargı paketi beklentilere cevap veren düzenleme değildi. Bu nedenle çok can sıkıcı hal alan hasta mahpusların durumu, toplantı gösteri hakkından tutalım yapılan operasyonlara kadar bir dizi süreci zehirleyen operasyonlar, haksız tutuklamalar ve benzeri sıkıntılar var. Bunlar kuşkusuz sürece zarar veriyor, bir an önce son bulması gerekir" diye konuştu.
Güleç, süreçteki adımlar arasından yerlerine kayyım atanan belediye başkanlarının görevine iade edilmesi beklenirken benzer uygulamalarının devreye girmesinin çelişkili olduğunu belirtti. Güleç, "Bir yandan Türkiye demokratikleşecek, insan hakları alanında birçok düzenleme yapılacak, cezaevi reformu olacak, cezaevlerinde tahliye beklentileri varken yeni tutuklamaların gelmesi bu sürecin ruhuyla, özüyle bağdaşmıyor" dedi.
Bölge baroları olarak siyasi partilerle yaptıkları görüşmede bu kaygılarını dile getirdiklerini dile getiren Güleç, sivil toplum örgütlerinden gelen taleplerin siyasal iktidar tarafından yerine getirilmesinin çözümün başarısı için güven artırıcı adım olacağını vurguladı.
'OPERASYONLAR SÜRECE ZARAR VERİYOR'
Sürecin hızlanması için atılması gereken acil adımlara değinen Güleç, atılması gereken adımları şu ifadelerle anlattı: "Bu sürecin bir kere yasası yok. Özel yasa olmadığından kaynaklı da yarın öbür gün -hiç istediğimiz durum değil- çözüm tıkandığında, akamete uğradığında bu aktörlerin geçmişte olduğu gibi yargılanma durumu var. Dolayısıyla çözümün aktörlerinin rollerini gereği gibi yapmak zorunda hissediyorlarsa bunu destekleyecek, cesaretlendirecek adımların atılması lazım. Silahların susması barışın geldiği anlamına gelmez. Az önce de ifade edildi halen operasyonlar var, can kayıpları yaşanıyor. Bu sürecin bir anlamı da ölümlerin olmaması, can kayıplarının yaşanmaması, çatışmanın olmaması için başlatılan bir süreç, PKK kendini feshettiğini ve silahlara veda ettiğini açıkladığı halde bu operasyonların yapılmış olması sürece zarar veriyor. Acil adımlardan biri de hasta mahpusların bir an önce tahliye olmaları. Yine düşünce ve ifade özgürlüğünden kaynaklı diğer siyasi politik davalarda da düzenlemenin bir an önce yapılması gerekir."
MA / Müjdat Can