HABER MERKEZİ- Irak hükümetinin Kürt parti ve kurumları kapatma kararının Türkiye'den bağımsız olmadığını ifade eden PADÊ üyesi Qehtan Xelîl, kararın halkın iradesini tanımama anlamına geldiğini belirtti.
Irak Yüksek Yargı Konseyi, Êzidî toplumunun kazanımları ve iradesi olan Tevgera Azadî, Êzidî Özgürlük ve Demokrasi Partisi (PADÊ) ve Demokratik Ulusal Cephe partilerinin feshedilmesine karar verdi. Bu karar Êzidî toplumunun, DAİŞ tarafından soykırıma uğramasının 10’uncu yıldönümüne yakın bir tarihe denk getirildi. Yüksek Yargı Konseyi üç siyasi partinin, yasaklanmasına ve mallarına el konmasına karar verdi.
31 Aralık'ta Jin TV’ye program yapan ve tüm çalışanlarının kadın olduğu Kompanya Gizingî Berbeyan Medya Prodüksiyon şirketine asayiş birimi tarafından baskın düzenlendi. Şirket asayiş güçleri tarafından kapatıldı. Asayiş eş zamanlı Kürdistan Kadın Özgürlük Hareketi (RJAK), Niwêger Örgütü ve Merziye Örgütü merkezlerine baskın düzenledi. Bu kurumlar da herhangi bir resmi belge olmadan kapatıldı. Irak hükümeti 4 ay da içinde 3 Kürt parti, bir Kadın Prodüksiyonu ve 3 kadın kurumunu kapattı. Bu kararların son dönemlerde Türkiye’den yetkililerle yapılan görüşmeler sonrası gelmesi ise dikkat çekti.
Kapatılan PADÊ Üyesi Qehtan Xelîl, kapatma kararlarını değerlendirdi.
HALKIN İRADESİNİ TANIMAMA
Kürt partilerine ve kurumlarına dönük kapatma kararlarının Irak için bir utanç olduğunu dile getiren Xelîl,"Partilerin kapatılması bir halkın iradesini ve varlığını tanımamaktır. Bu yapılanlar sadece kişiye veya partiye dönük bir muamele değildir. PADÊ ve diğer partiler Irak için bir tehdit oluşturmuyordu ve bu parti kanunlara karşı çalışma yapan bir parti değildi. Bu karar kesinlikle Êzidîlere dönük alınmış bir karardı. PADÊ 3 ağustos 2014 yılında Êzidîlere dönük gerçekleştirilen fermandan sonra kuruldu. Bu parti tamamıyla bu halkın haklarını korumak, mücadelesini savunmak için kuruldu. Ancak Êzidîlere dönük yapılan son ferman nasıl boşa çıkıp direnişe çarpmışsa bu verilen karar da sonuç alamayacaktır. Êzidîler yine daha fazla mücadele ederek bu saldırılara gereken cevabı verecektir. PADÊ'yi ve diğer partileri ve kurumları kapatmak Irak için büyük bir utançtır. Bizlere daha fazla destek vermesi gerekirken partimizi, kurumlarımızı kapatarak bizleri de mücadelemizi de bitiremezler" dedi.
6 BİN KADIN ESİR
Irak'ın Êzidîleri korumak yerine kazanımlarına saldırarak bu şekilde soykırımı desteklediğini ifade eden Qehtan Xelîl,"Bugüne kadar Şengal'de 90'a yakın toplu mezar bulundu, yine 6 bin Êzidî kadın halen DAiŞ'in elinde esir. Eğer Irak kanunlara göre hareket etseydi böyle bir şeye ihtiyaç duymayacaktı. Eğer ki Irak'ın kanunları bütün halkları ve inançları kendi içerisinde bulundursaydı bugüne kadar Irak parlamentosunda Êzidî toplumu temsil edecek bir Êzidî Milletvekili olurdu. Ancak bunu yapmak yerine partilerini kapatıyor, yasaklıyor. Bu kararlarla Êzidîlere karşı yapılan soykırıma destek veriyorlar. Êzidî soykırımını soykırım olarak görmeyen her bir devletin bu soykırıma destek verdiğini görüyor ve biliyoruz. Êzidî partisini kapatma kararı Irak'ı zedeler. Eğer ki bir topluluk 74 defa fermandan geçirilmişse ve bu toplum o ülkenin en kadim ve eski halkı ise ve bu muameleye maruz kalıyorsa bunda hükümetin yaklaşımı, samimiyeti sorgulanır."
MEŞRU MÜCADELEYİ SÜRDÜRME KARARLILIĞI
Karara rağmen halkın içinde olarak, daha fazla mücadele edeceklerinin vurgusunu yapan Qehtan Xelîl, "Eğer ki bizler birlik olursak ve fermanda sergilemiş olduğumuz direniş ve mücadele azmi ile örgütlenirsek bu politikaların hepsi boşa çıkar. Bugün Şengal'de birçok askeri güç bulunuyor ve bunların hepsi de Êzidîlerden oluşuyor. Êzidîler hiç bir zaman olmadığı kadar bu zamanda güçlüler ve mücadele edecek çok imkanı ve fırsatı var. Eğer bizler birlik olursak Irak'ın bu politikalarını da boşa çıkartırız. Bizim mücadele etmemiz veya örgütlenmemiz için bir binaya ihtiyacımız yok. Bizler her yerde ve her zaman halkın içindeyiz, çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu halkın meşru mücadelesini savunmayı sürdüreceğiz" diye konuştu.
MA / Zeynep Durgut