AMED- Amed’teki yürüyüşte konuşan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, sürecin bir ayağının Meclis olduğunu ancak asıl önemli olanın toplumun kendisi olduğunu belirterek, “Barışı toplumsallaştırmak, demokratik bir toplumu hep beraber inşa etmek için hazırız” dedi.
Özgür Kadın Hareketi (Tevgera Jinen Azad-TJA) tarafından “Toplumsal barış ve demokratik çözüm için kadınlar yürüyor” şiarıyla yürüyüş düzenlendi. Şemse Alak Yaşam Parkı’ndan Ulu Cami’ye yürüyen kadınlar barış talebini yükseltti. Açıklamada Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları konuştu.
‘BARIŞ İÇİN BİR ARAYA GELDİK’
Türkiye’nin dört bir yanından barış talebini yükseltmek için kadınların Amed’e geldiğini dile getiren Tülay Hatimoğulları, “Niçin bir aradayız? Barışı kadın diliyle daha güçlü haykırmak için bir aradayız. Demokratik toplumun kadınlar açısından ne kadar önemli olduğunu ve bizsiz bu işin olamayacağını, barışın bir parçası olacağımızı ve olduğumuzu bir kez daha haykırmak için buradayız. Evet, Sayın Abdullah Öcalan’ın ‘Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’na bugün kadınlar sadece Türkiye ve Kürdistan'dan değil Ortadoğu’dan, Kuzey Afrika'dan, Latin Amerika’dan, Avrupa’dan dünyanın dört bir yanından kadınlar bu barış çağrısına olumlu yanıt verdi. Biz de Türkiye'nin dört bir yanında toplanan kadın hareketinin mücadeleci kadınlar olarak barış için hep beraber bir destek alkış zılgıtı yapalım. Savaş şiddettir, militarist sistemin kendini gündelik hayatımızda yeniden yeniden üretmesidir. Çatışmanın zeminini örgütleyen erkek akıl kadına yönelik şiddeti her fırsatta ve her yerde sürekli yeniden üretmektedir” dedi.
‘KADINLAR BARIŞI MUTLAKA İNŞA EDECEK’
“Biz kadınlar savaş ve çatışmalarda en fazla eziyeti çeken tacize ve tecavüze uğrayan kaçırılan, 21. yüzyılda adeta bedenleri köle pazarlarında alınıp satınlar olduk” diyen Tülay Hatimoğulları, şunları söyledi: “ Biz kadınlar çatışma dönemlerinde kendi haklarımızın mücadelesini verirken karşımızda ‘terör’ yaftasıyla çıktılar. Biz kadınlar, ‘İstanbul Sözleşmesi’ne geri dönülsün, 6284 sayılı kanun etkin bir şekilde hayata geçirilsin’ dediğimizde bizlere bu savaş ve çatışma ortamında ‘terörist’ yaftası yapıştırdılar. Biz kadınlar bunları hiç zaman kabul etmedik bugün de kabul etmiyoruz. Kadınların parçası olmadığı barış kalıcı bir barış olmamıştır tarih boyunca. Biz kadınlar yıllar yılıdır verdiğimiz mücadele ile hem Kürt kadın hareketi hem Türkiye kadın hareketi birbiriyle dayanışarak, eylemini etkinliğini, aklını fikrini, barış pekspektifini bugüne kadar hep beraber öre geldik. Biz kadınlar bütün dünya duysun ki bu topraklarda barışı mutlaka ama mutlaka inşa edeceğiz.
KADINLAR KOMİSYONUN ANA PARÇASI OLMALI
Birincisi parlamentoda oluşacak bir komisyonda mutlaka kadınlar bu komisyonun ana parçası haline gelmelidir. Türkiye’nin bütün renklerinden kadınlar orada mutlaka ama mutlaka olmalıdır. Bu işin bir ayağı parlamento evet, ama asıl ve en önemli ayağı toplumun kendisidir. Barışı toplumsallaştırmak, demokratik bir toplumu hep beraber inşa etmek için bizler mücadelemizi, aklımızı, bilincimizi, ideolojimizi, perspektifimizi seferber etmeye hazırız. Bugüne kadar örgütlediğimiz pratik bunları göstermiştir.
ÖCALAN ÖZGÜR OLMALI
Bir noktaya daha değinmek isterim ki bu da bütün bu sürecin sağlıklı bir şekilde akabilmesi için İmralı’da hala koşulları düzeltilmemiş olan Sayın Abdullah Öcalan’ın özgür çalışır koşullarının yaratılması gereklidir. Son yapılan ziyarette Sayın Abdullah Öcalan barış ve demokratik toplum için çalışan herkese selam ve sevgilerini gönderdi. Biz bu burada Amed meydanında hep beraber alkış ve zılgıtlarımızla selamlarımızı ve sevgilerimizi hep beraber gönderelim mi? Sözlerime son verirken barışa olan inancımız özgürlüğe, demokratik topluma olan inancımızın altını bir kez daha çiziyoruz. Şiddetsiz bir yaşamını inşa etmek için, kadın cinayetlerini durdurmak için, kadına yönelik şiddetle etkin bir mücadeleyi yürütüp bunu nihai bir sonucu erdirmek için bizler bu topraklarda barış istiyoruz. Kürt sorunun barışçıl ve demokratik yöntemlerle çözülmesi için bizler bu topraklarda barış istiyoruz. Bu duygu ve düşüncelerle bir kez daha diyoruz ki; kadın yaşam özgürlük.”
Eylem, “Jin,jiyan, azadî” sloganlarıyla sona erdi.