AMED - İran-İsrail arasındaki ateşkesin geçici olduğunu belirten gazeteci İkram Balekanî, “İran için çözüm Abdullah Öcalan’ın ‘Demokratik Konfederalizm’ formülüdür. Bununla birlikte ‘Jin, jiyan, azadî’ devrimi yeniden başlayacak ve zafere kadar sürecek” dedi.
İsrail, 13 Haziran’da “Nükleer” gerekçesiyle tehdit olarak gördüğü İran’a dönük geniş kapsamlı saldırı başlattı. “Yükselen Aslan” operasyonuyla İsrail, İran’ın askeri komuta kademesi ile çok sayıda nükleer bilim insanını öldürdü. İran’ın da saldırılara karşılık vermesiyle birlikte Ortadoğu’da gerilim yükseldi. Son olarak ABD savaşa doğrudan dahil olarak “Fordo” uranyum zenginleştirme tesisine geniş kapsamlı saldırı gerçekleştirdi. İran’da ABD’ye misilleme amacıyla Irak ve Katar’da bulunan ABD üslerine dönük füze saldırısı başlattı. Yaşanan bu gerilimlerin ardından ABD Başkanı Donald Trump 2 ülkenin ateşkesi kabul ettiğini duyurdu.
Gazeteci İkram Balekanî, İran-İsrail çatışmalarının bölgeye yansımasına dair değerlendirmelerde bulundu. Bu savaşın göz göre göre geldiğini söyleyen Balekanî, Ortadoğu’da çözüm ve barışın ancak Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın “Demokratik Konfederalizmi” formülüyle sağlanabileceğini söyledi.
‘ORTADOĞU’YU DİZAYN ETME SAVAŞIDIR’
Balekanî, “İran-İsrail arasında karışık ilişkiler var. 1979’da Şah’ın düşüp Humeyni’nin iktidara gelmesiyle birlikte İran ve Irak savaşı başladı. Bu savaşta İran’a silah veren ABD’ydi. Irak’a karşı kullanması için 11 bin adet silah verdi. Bu silahlarla Irak’ı vurdu. Öyle bir ilişki vardı. İran yıllardır sürekli slogan atarak ‘Siyonist rejimi ortadan kaldıracağız, haritadan sileceğiz’ diyor. 46 yıldır aynı sloganları atıp ‘İsrail’i ortadan kaldıracağız’ diyor. Bu yeni bir savaş değil uzun süreli bir savaş, İsrail de kendisini bu tehditlere göre hazırlıyordu. Savaşa göre kendini 30 yıl sığınaklarla hazırladı. Bu savaş 12 gün sürdü. Kimyasal, uranyum bahanedir. Ortadoğu’yu dizayn etme savaşıdır. Saddam Halepçe’yi kimyasallar bombalayınca kimse sesini çıkarmadı. Kimse Saddam’ın kimyasal kullandığını söylemedi. 2003’e kadar, sonra kimyasalı bahane edip Saddam’a saldırdılar. Bu nedenle kimyasal silah bahanedir.
‘KADINLAR VE KÜRTLER İRANI DEĞİŞTİREBİLİR’
İran rejiminin halkını dinlemediğini kaydeden Balekanî, “Saddam ve Esad’tan ders alsaydı adım atıp kendisini değiştirirdi. Halkın itirazları, ‘Jin, jiyan, azadî’ direnişiyle gördük. İran’da değişimi sağlayacak 2 güç var. PJAK Eşbaşkanı Peyman Viyan, ‘Ortadoğu’da değişim ve dönüşümü sağlayacak Kürtlerdir’ diyor. Kürtler ve kadınlar. İran’ı değiştirebilir. İran da bunlardan korkuyor. Rojhilat Kurdistan’a bu yüzden güçlerini yığmış durumda. Bu şekilde halkı korkutmak istiyor. İran halkı rejime destek çıkmıyor, rahatsız durumda ama İran bunları görmüyor. Bu da gösteriyor ki bu böyle gitmez. Ya yine dışarıdan müdahale olacak ya da içerideki gruplar, güçlerini birleştirecek” diye belirtti.
‘SALDIRI RİSKLERİ VAR’
Yaşananların hegemonların savaşı olduğunu söyleyen Balekanî, “Rusya’yı Ukrayna ile oyalayıp Ortadoğu’dan çıkardılar. Şimdi de Çin’in elindeki pazarı engellemek istiyorlar. Çünkü o pazar, İran’ın da pazarı. İran’ın, Hürmüz Boğazını kapatacak gücü yok. Çünkü Çin de etkilenecek. İran’ın komple yok olmasını istemiyorlar. Kendilerine göre bir İran’ın olmasını istiyorlar. ABD’nin savaşı İran’ın yenilgiye uğratma savaşı değil. ABD rejimin değişmesini istemiyor. Ama 12 günde onlarca komutan öldürüldü. İran da bu kadar darbe yiyeceğini tahmin edemediği için ateşkes istedi. Ateşkese rağmen karşılıklı saldırı riski hep var olacaktır. İran’da savaşın bitmesini isteyenler bir olmalı. Kürtler de birliklerini PJAK da Eşbaşkanı askeri birlikler partilere bağlı olmasın’ diyor. Sayın Abdullah Öcalan Rojhilat Kurdistanı için ‘Demokratik Konfederalizmi’ öneriyor. Bu da en doğrusudur” diye konuştu.
‘JIN, JIYAN, AZADÎ DEVRİMİ BİTMEDİ…’
Kuzey ve Doğu Suriye’de savaşın içerisinde bir sistemin kurulduğunu kaydeden Balekanî, “Rojava örneği var. Kürt, Arap, Türkmen ve Süryani halklar o sistem içinde yaşıyor. Herkes kendi anadilinde eğitim alıyor. IŞİD saldırıp herkesi katledip şehirleri yağmalıyordu. Ama Rojava’da bir sistem kuruldu. Bu noktada Rojhilat’ın şansı daha fazladır. Çünkü Şengal’deki dronne savaşları tecrübesi var. Rojava’da yaşanan eksikliklerden ders alabilir. Başur’da eksiklikler var ve 33 yıl boyunca peşmergeyi tek çatı altında toplayamadılar. Bunlardan ders alabilirler. Bunlardan tecrübe alabilir. PJAK yeni kurulmamış. O yüzden Rojhilat’ın şansı daha yüksek. Dinamik bir güçtür. 2011’de İran’la aktif bir savaş yürüttü. Komele ile PJAK arasında bir sözleşme var. ‘Jin, jiyan, azadî’ direnişiyle PJAK ve Komale, hem ortak askeri güç, hem siyasi hem de askeri yönden birlik oldular. Sözleşme devam ediyor. PJAK diğer halklara da öncülük yapabilir. PJAK eşbaşkanları yaptıkları açıklamalarda ‘jin, jiyan, azadî’ devrimi gösterdi ki; Kürtler öncülük yapabilir. İran halkı da bunu kabul ediyor. Çünkü Abdullah Öcalan’ın ‘jin, jiyan, azadî’ felsefesini dünya da kabul ediyor. ‘Kadın özgür olmayana kadar toplum da özgür olmaz’ bu slogan da Rojava’da hayat buldu ve bugün de İran sokaklarında yükseliyor. ‘Jin, jiyan, azadî’ devrimi bitmedi ara verdi. Yeniden başlayacak. Zafere kadar devam edecek” ifadelerini kullandı.
‘KÜRTLERLE BİRLİK OLMAK ZORUNDALAR’
Ortadoğu’nun zorla değişime tabi tutulması durumunda bazı kişilerin zarar göreceğini aktaran Balekanî, “Halklar inkar edilecek. Bu da yeni savaşları doğuracak. Ancak demokrasi Abdullah Öcalan’ın önerdiği esaslar üzerine kurulursa savaş olmaz. Barış içinde bir değişim olacak. Bu proje olmasaydı Kürtler Deyra-Zor’a kadarki bölgeyi özgürleştiremezdi. Çünkü Araplar bunu kabul etmezdi. Bu nedenle PJAK’ın Azeri halkına ‘Türkiye ve İran aramıza fitne sokmak istiyor’ açıklaması önemliydi. PJAK yok diyor ki; ‘Azeri arkadaşlarımız var beraber yaşayacağız. Kürtler ve Azeriler birlikte yaşamalıdır.’ Bunun örneği Rojava’da var. Neden Kürtler ile Arap ve diğer halklar yaşayabiliyor da biz yaşayamayalım. Rojhilat’da da Kürtler ile Azeri ve Arap bir olup bir sistem kurabilirler. Beluclarlar birlik olabilirler. Horasan’da 2 milyon Kürt yaşıyor. Kürtler İran’da değişim ve dönüşümün öncüsü olabilirler. İran’ın ve hegemon güçleri boşa çıkartıp, kendileri dizayn edebilirler. İran’da da bu olursa hegemon güçlerin oyunları boşa çıkar. Kürtlerle birlik olmak zorundalar. Olmasalar da Ortadoğu’da rahat rahat gezemezler. Bugün Kürtler avantaj sahibi ve yeni oyunlar kurabilirler” dedi.
‘KÜRTLER BİRLİK OLMAK ZORUNDA’
“Kürtler, güç sahibi olmak istiyorlarsa birlik olmak zorundalar” diyen Balekanî, devamla şunları kaydetti: “Rojavada ENKS yıllar boyunca muhalefetlik yaparak çetelerin yanına gitti. Birliğe zarar verdi ama sonunda doğru yolu buldu. Rojhilat’ta da aynı şeyin olmasını istemiyoruz. Yanlış yol zafere götürmüyor. Toplum dışında duran partiler yenilmeye mahkumdur. Bugün kim komünlerle örgütlenip halkı öncülük yaparsa o kazanır. PJAK da diyor ki; ‘Biz güçlerimizi halkın yönetimine vermeye hazırız. Özerk bir yönetim kurulmalı ve bizde ona üye olmaya hazırız.’ Yani halk birlik olmalıdır.”
MA / Müjdat Can