İSTANBUL - “Barış ve Demokratik Toplum Buluşmaları”na katılan yurttaşlar, çözüm için demokratik adımlar atılması ve Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanması gerektiğini vurguladı.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’taki “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı”yla birlikte PKK’nin 12 Mayıs’ta kendisini feshetmesinin ardından 9 Temmuz’da tarihi bir gelişme daha yaşandı. 15 Şubat 1999 tarihinden bu yana İmralı Adası’nda tutulan ve 26 yılı aşkındır ağır tecrit altında tutulan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın o tarihten bu yana ilk görüntülü açıklaması kamuoyu ile paylaşıldı. Bütün gelişmeler arasında Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) yerelde “Barış ve Demokratik Toplum Buluşmaları” kapsamında halklarla bir araya gelerek, süreci toplumsallaştırmaya devam ediyor.
Halk buluşmasına katılan yurttaşlar, devletin adım atması gerektiğini belirtti.
‘DEMOKRATİK ADIMLARIN ATILMASI GEREKİYOR’
Halk buluşmasına katılanlardan Zabit Vurdu, sürecin halklar için “büyük bir şans” ve “umut yarattığını” belirtti. Ülkenin demokratikleşmesi için ellerinden geleni yapacaklarını vurgulayan Vurdu, “Bugünkü iktidar, sorunları çözmekte çok mahir değil. Birtakım hesaplarının olduğunu düşünüyorum. Bu nedenle demokratik adımlar atmakta gecikip, süreci uzatma çabaları var. Bunun zaman kaybından başka bir şey olduğunu düşünmüyorum. Eğer sorunun çözülmesi isteniyorsa demokratik adımların atılması gerekiyor. Onlarca siyasi tutsak cezalarını doldurmalarına rağmen salıverilmiyor. İlk etapta bu insanların salıverilmesi gerekiyor. Bir niyet adımını henüz görebilmiş değiliz. Bu nedenle toplumsal mücadeleyi büyütüp, toplumun bu konuda demokratik inisiyatifini kullanması gerekiyor. Umarız bu süreç, demokratik bir ülkede yaşamamızın teminatı olur” dedi.
‘ADIM ATMASI GEREKEN DEVLETTİR’
Buluşamaya katılanlardan Ali Şengül, gelinen sürecin 50 yıllık mücadeleden kaynaklı olduğuna dikkat çekerek, “Ben bu sürece Abdullah Öcalan’ın çağrısıyla haberdar oldum. Onun açıklamalarıyla devam eden bir süreç oldu. Burada kamuoyunun ciddi kaygı ve kuşkuları oluştu. Geçmiş süreçler var. Mevcut iktidarın kitlelerde oluşturduğu bir huzursuzluk söz konusu. Tabi bu süreçler samimiyet testi üzerinden değil; realite üzerinden gitmesi gereken süreçlerdir. Dünya konjonktüründe benzeri durumlara yaşayan birçok örnek var. En son FARC gerillalarının, Kolombiya ile barış görüşmeleri oldu. Sonrasında birtakım sorunlar çıktı. İç siyasette hala kayyım siyaseti devam ediyor. Bunun yanı sıra siyasetçilere, halka, gençliğe, kadınlara, LGBT bireylerine, gazetecilere yönelik saldırılar hız kesmeden devam ediyor. Hal böyle olunca doğal olarak kitlelerde süreci okuma konusunda bir sıkıntı ve kaygı yaşanıyor. İnsanlarda sürecin olumlu neticelenmeyeceğine dair bir kanaat söz konusu. Dolayısıyla bunun için adım atması gereken artık devletin kendisidir. Devlet somut olarak adımlar atmalıdır. İçerideki hasta tutsaklar, diğer siyasal tutsaklar serbest bırakılmalıdır. Kayyım politikasından vazgeçilmesi gerekiyor. Bizim bir önceki dönemin hatalarına düşmememiz gerekiyor. Kitlelerin DEM Parti’nin gerçekleştirdiği halk buluşmalarına katılması gerekiyor” diye belirtti.
‘ÖCALAN’IN DIŞARDA OLMASI LAZIM’
Yurttaşlardan Ali Kemal İpek ise, genellikle birçok çevrede devletin süreci ciddiye almadığını ve ağırdan aldığı algısı olduğunu belirtti. İpek, "Sosyalist güçlerin, bütün vicdanlı insanların sürecin başarıya ulaşması için elini taşın altına koyması gerekiyor. Sürecin başarıya ulaşması için güçlü bir muhalefet oluşturmak lazım. Sürecin daha sağlıklı ilerleyebilmesi için Öcalan’ın dışarıda olması gerektiğini düşünüyorum. Yeteri kadar içerde kaldı. Öcalan'a özgürlük diyorum. En kötü barış savaştan iyidir” şeklinde konuştu.